Düşerseniz korkun, Korkun düştüğünüzde bir el tutarsa elinizden.
Gittiğiniz her şehir katlansın peşinizden götürdüklerinize.
Bu günde ölmedim dediysek de.. Belki yarın.....
Her kırıldığımız da değişiriz biraz daha...
12.30.2015
12.28.2015
Severek bırakmak...
Seven bırakır mı ? Bırakır efendim.
Sevmek, karşındakine değer vermek değil miydi? Saygı göstermek değil miydi?
Giden daha mutlu olacağına inanıyorsa, bırakılır. Madem inanmış, madem güvenmiş bırakılır. Mutluluğa engel olmamak lazım. Madem inanmış "biz olursak daha mutlu oluruz" denmez ona. O zaman kadar anlamış olmalıydı zaten.
Anlayamıyorum bıkmadan usanmadan yazma diyenlere yazanları. Olmuyor yazma işte, Konuşmak istemiyorum yazma işte. Başka birisi var gönlümde yazma işte. Yaptığın rahatsızlık vermekten başka hiç bir şey değil. Mutlu mu oluyorsun bunu yapınca ? Karşındakini rahatsız edince nasıl mutlu olabilirsin ki ? Nerede kaldı sevgi, saygı ?
Yazma diyen birisine emin misin diye sorulur. "Evet" cevabı alınırsa yazılmaz daha. Rahatsız edilmez. Karşıdakine saygın varsa yapmazsın bunu. Karşıdakini bırak kendine saygın varsa yapmazsın bunu.
Anlayın artık bunu. Zorla olmaz hiç bir şey.
Bıkmadan usanmadan yazıyorsunuz. Günlerce, haftalarca.... Arka arkaya mesajlar. Selam, merhaba, günaydın, uydun mu?, iyi geceler.... Yazmayın artık. Konuşmak istese yanıt alırsın zaten. Bayılıyorsunuz milleti rahatsız etmeye. Karşınızdakini geçtim, kendinizede mi saygınız yok lan ?
Ama abi seviyorum... Siktir lan ! Seni sevmeyeni sen ne halt yemeye seviyorsun?
Hint kumaşı mı kaldı oğlum bu devirde ?
Sevmek, karşındakine değer vermek değil miydi? Saygı göstermek değil miydi?
Giden daha mutlu olacağına inanıyorsa, bırakılır. Madem inanmış, madem güvenmiş bırakılır. Mutluluğa engel olmamak lazım. Madem inanmış "biz olursak daha mutlu oluruz" denmez ona. O zaman kadar anlamış olmalıydı zaten.
Anlayamıyorum bıkmadan usanmadan yazma diyenlere yazanları. Olmuyor yazma işte, Konuşmak istemiyorum yazma işte. Başka birisi var gönlümde yazma işte. Yaptığın rahatsızlık vermekten başka hiç bir şey değil. Mutlu mu oluyorsun bunu yapınca ? Karşındakini rahatsız edince nasıl mutlu olabilirsin ki ? Nerede kaldı sevgi, saygı ?
Yazma diyen birisine emin misin diye sorulur. "Evet" cevabı alınırsa yazılmaz daha. Rahatsız edilmez. Karşıdakine saygın varsa yapmazsın bunu. Karşıdakini bırak kendine saygın varsa yapmazsın bunu.
Anlayın artık bunu. Zorla olmaz hiç bir şey.
Bıkmadan usanmadan yazıyorsunuz. Günlerce, haftalarca.... Arka arkaya mesajlar. Selam, merhaba, günaydın, uydun mu?, iyi geceler.... Yazmayın artık. Konuşmak istese yanıt alırsın zaten. Bayılıyorsunuz milleti rahatsız etmeye. Karşınızdakini geçtim, kendinizede mi saygınız yok lan ?
Ama abi seviyorum... Siktir lan ! Seni sevmeyeni sen ne halt yemeye seviyorsun?
Hint kumaşı mı kaldı oğlum bu devirde ?
Namus orada aranmaz !
Daha 13 yaşında.. On üç Yaşında sevimli, dünyalar tatlısı bir kız çocuğu. Şerefsizin biri geliyor tecavüz ediyor. Korkuyor küçük kız kimseye anlatamıyor derdini, kimseye seslenemiyor. İçin için yiyor kendini. Reşit yaşa gelince, erkek arkadaşları olunca aklında hep o korku, hep o sorular ; "Öğrenince ne tepki verecek ?" "Bana inanacak mı ?"
Sonra asıl korkular başlıyor. Evlenecek yaşa gelince dert ediyor kendine ve kararını veriyor. "EVLENMEYECEĞİM BEN". Kedi alırım kendime, küçük sevimli bir şey. İki göz odalı evimde yaşarım ben onunla. Kimseye ihtiyacım yok ki benim. Kedim ve ben yeteriz birbirimize.
Öyle değil küçük kız! Hayat öyle değil. Orada aranmaz namus. Edep, namus orada değildir. Gene al kedini sen, sizin mutlu sıcak yuvanızda, eşine ve sana, anlayışla, saygıyla, sevgiyle yaşadığınız evde sizin bu yaşantınıza tanık olsun oda.
Biliyorum bizde böyle. Kafalar hep aynı yönde. At gözlükleriyle bakılıyor hayata. Severse birisi, güvenirse sana, değer verirse sana görmez onu. Ona bakan adam (pardon adam demişim !) madem o kadar meraklı soğanla evlensin. Zar daha çok onda. Onunla oynasın.
Utanması gereken sen değilsin. Utanması gereken sevdiğim dediği kişiye o gözle bakan, bir an bile olsa şüpheye düşendir. Utanması gereken bu zihniyeti taşıyandır. Sen utanma, sıkılma.
Gün gelecek birisi çıkacak karşına küçük kız. Birisi gelecek sen ben değil artık BİZİZ diyecek, Gelinliğini giyip çıkacaksın evinden, boy boy çocukların olacak.
Olmaz küçük kız cezalandırma kendini. Kendine bunu yapma. Zamanla göreceksin, her şey çok güzel olacak...
Sonra asıl korkular başlıyor. Evlenecek yaşa gelince dert ediyor kendine ve kararını veriyor. "EVLENMEYECEĞİM BEN". Kedi alırım kendime, küçük sevimli bir şey. İki göz odalı evimde yaşarım ben onunla. Kimseye ihtiyacım yok ki benim. Kedim ve ben yeteriz birbirimize.
Öyle değil küçük kız! Hayat öyle değil. Orada aranmaz namus. Edep, namus orada değildir. Gene al kedini sen, sizin mutlu sıcak yuvanızda, eşine ve sana, anlayışla, saygıyla, sevgiyle yaşadığınız evde sizin bu yaşantınıza tanık olsun oda.
Biliyorum bizde böyle. Kafalar hep aynı yönde. At gözlükleriyle bakılıyor hayata. Severse birisi, güvenirse sana, değer verirse sana görmez onu. Ona bakan adam (pardon adam demişim !) madem o kadar meraklı soğanla evlensin. Zar daha çok onda. Onunla oynasın.
Utanması gereken sen değilsin. Utanması gereken sevdiğim dediği kişiye o gözle bakan, bir an bile olsa şüpheye düşendir. Utanması gereken bu zihniyeti taşıyandır. Sen utanma, sıkılma.
Gün gelecek birisi çıkacak karşına küçük kız. Birisi gelecek sen ben değil artık BİZİZ diyecek, Gelinliğini giyip çıkacaksın evinden, boy boy çocukların olacak.
Olmaz küçük kız cezalandırma kendini. Kendine bunu yapma. Zamanla göreceksin, her şey çok güzel olacak...
Deneme bir-iki...
Deneme bir-iki.. Prova... Evet başlıyoruz. Oyun kuruldu, bombanın pimi çekildi....
Denemeyin lan ! Çıkıp diyorsunuz ki denedim ! DENEMEYİN LAN !
Deniyorsunuz... İnsanların sabrını. Oyun kurup oyunun içine atıyorsunuz bakalım oyunu geçebilecek mi?
Deniyorsun sonra çıkıp seviyorum diyorsun. Seversen denemezsin. Değerliyse denemezsin. Yanında olursun, destek olursun... DENEMEZSİN !
Deniyorsun sonra karşıma geçip seni denemiştim diyorsun. Denenmez ani kararlar veren, ani tepkiler veren insanlar denenmez. Bir anda o pembe bulut, kara bulut olup çöker üstüne. Kalakalırsın öyle. Şaşırırsın, hayret edersin ama gider o pembe bulut.
Neyi deniyorsunuz lan ? Test sürüşü mü bu ? Deniyorum diyerek bırakıyorsunuz. Neymiş efendim "Dönerse senindir, dönmezse hiç senin olmamıştır." Yok öyle bir dünya bırakırsan gider. Ani karar verenler gider. Denerken kırarsın, parçalanır paramparça olur.
O parçaları başkası toparlar, sen denediğinle kalırsın.
Sen kadir kıymet bilmez denersen, o kıymeti bilen biri çıkar denediğin le kalırsın.
Gene sen olursun gene sen tek kalırsın. Gurur yapar dönmez. Dönüşü olmayan yollara girerler.
Denemeyin, adam gibi yaşayın.. Deneyerek, yaşanacakları baltalamayın.
Denemeyin lan ! Çıkıp diyorsunuz ki denedim ! DENEMEYİN LAN !
Deniyorsunuz... İnsanların sabrını. Oyun kurup oyunun içine atıyorsunuz bakalım oyunu geçebilecek mi?
Deniyorsun sonra çıkıp seviyorum diyorsun. Seversen denemezsin. Değerliyse denemezsin. Yanında olursun, destek olursun... DENEMEZSİN !
Deniyorsun sonra karşıma geçip seni denemiştim diyorsun. Denenmez ani kararlar veren, ani tepkiler veren insanlar denenmez. Bir anda o pembe bulut, kara bulut olup çöker üstüne. Kalakalırsın öyle. Şaşırırsın, hayret edersin ama gider o pembe bulut.
Neyi deniyorsunuz lan ? Test sürüşü mü bu ? Deniyorum diyerek bırakıyorsunuz. Neymiş efendim "Dönerse senindir, dönmezse hiç senin olmamıştır." Yok öyle bir dünya bırakırsan gider. Ani karar verenler gider. Denerken kırarsın, parçalanır paramparça olur.
O parçaları başkası toparlar, sen denediğinle kalırsın.
Sen kadir kıymet bilmez denersen, o kıymeti bilen biri çıkar denediğin le kalırsın.
Gene sen olursun gene sen tek kalırsın. Gurur yapar dönmez. Dönüşü olmayan yollara girerler.
Denemeyin, adam gibi yaşayın.. Deneyerek, yaşanacakları baltalamayın.
Bir şans...
Şans.. Şansa yaşıyoruz. Hayatımız şans.
Şansa dünyaya geldik, şansa nefes alıyoruz.
Şansa karşılaşıp, şansa tanışıyoruz.
Şansa eğleniyoruz, şansa gülüyoruz.
Biz değilmiyiz bakalım bu sefer şans yüzümüze gülecek mi diyen? Biz değilmiyiz bu gün şanslı günümde değilim diyen ? Biz değilmiyiz bu sefer şansım yaver gitti diyen?
Şans veriyoruz kimisine onun haberi olmadan içten içe. Kafamızda kendi dünyamızı kuruyoruz. Sonra biri çıkıp diyor ki; Neden o ? Neden ona o şansı tanıdın ? Hak etti mi? Değerlendirebildi mi?
Sorular cevapsız. Sus pus kalıyorsun karşısında.
Kendimize bir şans tanıyoruz belki de. Bir şeyleri toparlamak için. Ama yanlış kişiye verince bu şansı hepten felaket. Zaten harabeye dönen sen, zaten harabe olan için hepten yerle bir oluyor. Hepten yerle yeksan.
Şansa dünyaya geldik, şansa nefes alıyoruz.
Şansa karşılaşıp, şansa tanışıyoruz.
Şansa eğleniyoruz, şansa gülüyoruz.
Biz değilmiyiz bakalım bu sefer şans yüzümüze gülecek mi diyen? Biz değilmiyiz bu gün şanslı günümde değilim diyen ? Biz değilmiyiz bu sefer şansım yaver gitti diyen?
Şans veriyoruz kimisine onun haberi olmadan içten içe. Kafamızda kendi dünyamızı kuruyoruz. Sonra biri çıkıp diyor ki; Neden o ? Neden ona o şansı tanıdın ? Hak etti mi? Değerlendirebildi mi?
Sorular cevapsız. Sus pus kalıyorsun karşısında.
Kendimize bir şans tanıyoruz belki de. Bir şeyleri toparlamak için. Ama yanlış kişiye verince bu şansı hepten felaket. Zaten harabeye dönen sen, zaten harabe olan için hepten yerle bir oluyor. Hepten yerle yeksan.
12.27.2015
(Bana ait değildir. Bir kardeşimin kaleminden)
Merhaba arkadaşlar şuan size sabaha karşı yazıyorum bilmem biliyor musunuz ama sevdiklerinizin yanınızda olması kadar mutlu bir gün saniye dakika zaman olmuştur yada olmamıştır ben bu gece çok mutluyum...
Bu gece benim çok sevdiğim teyzem yanımda insan teyzesiyle mi konuşurken bu kadar rahatlayamaz inanınki ben çok rahatladım ve rahatlıyorum ve şunu anladım ki insanın hayatında tek özel insan mutluluk vermiyormuş belki sizin için öyle değildir benim için öyle..
Uzun lafın kısası arkadaşlar hayatınızda tek özel bir kişiye misal sevgilinize veya sevdiğinize zaman ayırmayın ailenize özellikle teyzelerimize zaman ayırın ... ( Küçük bir not:Teyzeniz gençse özellikle o zaman tadından geçilmeyen muhabbetlere şehvetle katılabilirsiniz ) buda bende size bir öneri ve tavsiye..... HAYIRLI GECELER...
Merhaba arkadaşlar şuan size sabaha karşı yazıyorum bilmem biliyor musunuz ama sevdiklerinizin yanınızda olması kadar mutlu bir gün saniye dakika zaman olmuştur yada olmamıştır ben bu gece çok mutluyum...
Bu gece benim çok sevdiğim teyzem yanımda insan teyzesiyle mi konuşurken bu kadar rahatlayamaz inanınki ben çok rahatladım ve rahatlıyorum ve şunu anladım ki insanın hayatında tek özel insan mutluluk vermiyormuş belki sizin için öyle değildir benim için öyle..
Uzun lafın kısası arkadaşlar hayatınızda tek özel bir kişiye misal sevgilinize veya sevdiğinize zaman ayırmayın ailenize özellikle teyzelerimize zaman ayırın ... ( Küçük bir not:Teyzeniz gençse özellikle o zaman tadından geçilmeyen muhabbetlere şehvetle katılabilirsiniz ) buda bende size bir öneri ve tavsiye..... HAYIRLI GECELER...
12.24.2015
HAYAT
(Bana ait değildir. Bir kardeşimin kaleminden)
Merhabalar arkadaşlar öncelikle ben daha yeni bir blog yazarıyım yazım hatalarım olursa af ola....
Bazen insan hatalar yapar yapmaz demeyin yaparlar. Ama ne diyoruz her zaman insan hatanın neresinden dönsek kardır diye he işte bu söz çok doğru.Evet insan hata yapa yapa olgunlaşır.
Uzun lafın kısası arkadaşlar hata yapın yapın ki eğer hala bir şeyler yerine oturmamışsa o zaman inanın ki insan hata yapınca her zaman anlıyor ve insan mutlu oluyor denedim biliyorum tavsiye ederim size de... HAYIRLI AKŞAMLAR....
Merhabalar arkadaşlar öncelikle ben daha yeni bir blog yazarıyım yazım hatalarım olursa af ola....
Bazen insan hatalar yapar yapmaz demeyin yaparlar. Ama ne diyoruz her zaman insan hatanın neresinden dönsek kardır diye he işte bu söz çok doğru.Evet insan hata yapa yapa olgunlaşır.
Uzun lafın kısası arkadaşlar hata yapın yapın ki eğer hala bir şeyler yerine oturmamışsa o zaman inanın ki insan hata yapınca her zaman anlıyor ve insan mutlu oluyor denedim biliyorum tavsiye ederim size de... HAYIRLI AKŞAMLAR....
Anılara gülümsemek...
Hayatımızda herkes bir takım izler bırakır. Dikkat ederseniz yaralar demiyorum. İzler diyorum. Anılarda olabilir. Bu benim için geçerli çünkü ben deliyim !
İlk baktığın yer, ilk güldüğün yer, ilk sarıldığın yer, ilk öptüğün yer, ilk ilk ilk....... bu böyle gider. Bende de öyle ama ben oraya gelince tebessüm ediyorum ve içimden "Vay bee" diyerek derin bir nefes alıyorum.
Gülüyorum çünkü eskide kaldı güzel bir anıydı, derin bir nefes alıyorum çünkü daha iyisini yapmak benim elimde. Belki o nefesle her seferinde kat ve kat güçleniyorum.
Yaşadığım her dakika yeni güzel anılar ekleyeceğim hayatıma. Ben kötü anılarımı aklımda tutamıyorum zaten. Elimde olmadan unutuyorum. Kötü anılara, acılara yer ayıramam. Sizde ayırmayın.
Aklıma gelince ben gülümsüyorum, sizde gülümseyin. Gülümseten anılar bırakmak güzeldir. O anıları yaşadığın kişi vefat etmiş bile olabilir. Önce gülümse sonra Fatiha okursun ruhuna.
Gülümseten anılar bırakın insanların hayatında. Bu gün varız, yarın yokuz. Akıllarına geldiğimiz zaman tebessüm etsinler. Akıllara geldiğinizde hüzün yaşatmaktansa , onların gülümsemesine neden olan bir anı bırakmak daha güzel olacaktır. Ufak bir tebessüm. Bunu bırakabiliyorsanız başarmışsınız demektir.
1 Haftadan fazla oldu sol kolum uyuşup duruyor. Evet biliyorum kalp rahatsızlığı belirtisi. Biliyorum ihmale gelmez. Biliyorum doktora gitmem lazım. Gitmiyorum. İnatçıyım ben.
Doktordan mı korkuyorsun diyenler var. Ben lan ben ! Hastanede çalışan ben. Korkuyormusun dediğin doktorlara her sabah "Hocam elmanızı yediniz mi?", "Hocam o bıyık hiç olmamış!", "Hocam sıradaki hasta benden size gelsin" diyen ben...
Kaldı ki kuzenim kalp damar hastanesinde hemşire. Aman duymasın ! Başımın etini yer.
Neden gitmiyorum cidden bilmiyorum. Soranlara "Zamanı gelince zaten duracaktır kalp dediğin." deyip geçiştiriyorum. Sıkıldım belki, belki diğer taraf daha fazla merak uyandırıyor. Amaaaannnn neyse siz bana bakmayın efendim. Dedim ya : DELİYİM BEN !
İlk baktığın yer, ilk güldüğün yer, ilk sarıldığın yer, ilk öptüğün yer, ilk ilk ilk....... bu böyle gider. Bende de öyle ama ben oraya gelince tebessüm ediyorum ve içimden "Vay bee" diyerek derin bir nefes alıyorum.
Gülüyorum çünkü eskide kaldı güzel bir anıydı, derin bir nefes alıyorum çünkü daha iyisini yapmak benim elimde. Belki o nefesle her seferinde kat ve kat güçleniyorum.
Yaşadığım her dakika yeni güzel anılar ekleyeceğim hayatıma. Ben kötü anılarımı aklımda tutamıyorum zaten. Elimde olmadan unutuyorum. Kötü anılara, acılara yer ayıramam. Sizde ayırmayın.
Aklıma gelince ben gülümsüyorum, sizde gülümseyin. Gülümseten anılar bırakmak güzeldir. O anıları yaşadığın kişi vefat etmiş bile olabilir. Önce gülümse sonra Fatiha okursun ruhuna.
Gülümseten anılar bırakın insanların hayatında. Bu gün varız, yarın yokuz. Akıllarına geldiğimiz zaman tebessüm etsinler. Akıllara geldiğinizde hüzün yaşatmaktansa , onların gülümsemesine neden olan bir anı bırakmak daha güzel olacaktır. Ufak bir tebessüm. Bunu bırakabiliyorsanız başarmışsınız demektir.
1 Haftadan fazla oldu sol kolum uyuşup duruyor. Evet biliyorum kalp rahatsızlığı belirtisi. Biliyorum ihmale gelmez. Biliyorum doktora gitmem lazım. Gitmiyorum. İnatçıyım ben.
Doktordan mı korkuyorsun diyenler var. Ben lan ben ! Hastanede çalışan ben. Korkuyormusun dediğin doktorlara her sabah "Hocam elmanızı yediniz mi?", "Hocam o bıyık hiç olmamış!", "Hocam sıradaki hasta benden size gelsin" diyen ben...
Kaldı ki kuzenim kalp damar hastanesinde hemşire. Aman duymasın ! Başımın etini yer.
Neden gitmiyorum cidden bilmiyorum. Soranlara "Zamanı gelince zaten duracaktır kalp dediğin." deyip geçiştiriyorum. Sıkıldım belki, belki diğer taraf daha fazla merak uyandırıyor. Amaaaannnn neyse siz bana bakmayın efendim. Dedim ya : DELİYİM BEN !
Waiting.. a trace, a smile , a glance ✍
Ama unuttuğumuz şeyler var. Beklemek için ne yaptık ? Neden beklemeyi seçtik ? Beklenen gelecek mi ? Beklemeye değecek mi ? Ya gelmeyecekse ? Ya değmeyecekse ?
Boşa geçirilmiş bir süreçten bahsediyoruz. Hayatı ertelemekten. Diğer yaşanılacakları pas geçmekten. Saniyeler sonrasını bilmediğimiz şu hayatta diğer şeyleri pas geçmek pek mantıklı gelmiyor dimi kulağa.
Gene bekleyin, beklemeyin demiyorum. Elinizden geleni yapın gene bekleyin ama unutmayın zaman akıp gidiyor. Süresi olsun beklenmenin de bekletmenin de...
Hiç bir şey yapmadan beklenmez. Sen hiç bir şey yapma sonra otur bekle... Oldu canım, görürsem söylerim.
Ayrıca... Beklerken durduruyoruz hayatı. Hayatı durdurmayın. Hayat her zaman yeniden başlamayı hak eder...
Peki siz ? Siz beklemeyi hak ettiniz mi ?
12.22.2015
Altın Vuruş !
Bana hiç onu yaptın, bunu yaptın, onunla konuştun, bununla görüştün deme ! Seni herkese anlatıp, bu benim sevdiğim, gelecek planladığım kişi diyeceğim. Herkes bilecek, herkes duyacak. Kıskananlar, çekemeyenler olacak....
Ben bunu yaparım... SENİN CESARETİN VAR MI ?
-Aşık değilsin sen. aslında bana sorarsan onu sevmiyorsun da. Sen onun sana hissettirdiklerine aşıksın, Hissettiklerini..... kendi duygularını seviyorsun sen. İyisiyle kötüsüyle.
He başka birisi böyle hissettirebilir mi ? Sen başka birisini böyle hissedebilirmisin ? Onu malesef bilmiyorum.
-Ayrılınca dağılanları anlayamıyorum. 1-2 gün git gel yaşarsın sonra toparlarsın lan. Şunu düşün. Eğer o seni bıraktıysa öyle bir geliştirmelisinki kendini, çevresindekiler "Salaksın sen", "Bunu mu bıraktın sen?" demeli. Bunu dedirtmen lazım. Hani sol elini yumruk yapar sağ elinin avuç içiyle vurursun ŞAKKK!! diye bi ses çıkar ya, sen o hareketi yapmadan o sesi çıkartmalısın ! Duyar o emin olun duyar
12.20.2015
Güvenilir insan olmak yada yok olmak.
Evet. Asıl konu bu. GÜVEN...
Aşağıdaki ekran görüntüsü 24 yaşındaki bir kızla geçen dialogum....
Çoğu kişi yaşar bu güven sorununu. Hep güvendiklerimizin boş çıkmasından kaynaklanıyor bu. Güveniyoruz durup dururken, rahat batıyormuş gibi. Bir süre sonra güvenmememiz gerektiğini anlıyoruz en acı şekilde. Buna da tecrübe yada hayat dersi diyelim. Yada siz ne derseniz artık. Ama hiç kimseye güvenmeden de zaman geçmiyor. Birisine güvenmek, içini dökmek istiyor insan. İçine attıkların kendinden büyük oluyor bir zaman sonra. Bu büyük yükle rahat hareket edemez, hayattan tat alamaz oluyoruz.
Güven nasıl kazanılır hiç bir fikrim yok. Şimdiye kadar insanların güvenlerini nasıl kazanmayı başardım bunu da bilmiyorum. Belkide samimi olmaktan geçiyor. İçten pazarlıklı olmamak. Belkide hiç biri. Bilmiyorum...
Heeee... İnsanların güvenini kazanmak çok iyi bir şey mi? Tabiki değil. Ekstradan yük biniyor insanın zihnine. Ya güvenini boşa çıkartırsam diye düşünüyor insan. Bunun içinde ufak bir önlemim var tabi ki.
Nitekim güvenin gene güvenin ama sakın gardınızı düşürmeyin. Bu gün ak dediğin yarın kara olabiliyor.
Ne herkese güvenin, nede güven sadece erkek ismi deyip geçiştirin.
Siz bunu bir düşünün.
Aşağıdaki ekran görüntüsü 24 yaşındaki bir kızla geçen dialogum....
Buda başka bir dialogum...
Çoğu kişi yaşar bu güven sorununu. Hep güvendiklerimizin boş çıkmasından kaynaklanıyor bu. Güveniyoruz durup dururken, rahat batıyormuş gibi. Bir süre sonra güvenmememiz gerektiğini anlıyoruz en acı şekilde. Buna da tecrübe yada hayat dersi diyelim. Yada siz ne derseniz artık. Ama hiç kimseye güvenmeden de zaman geçmiyor. Birisine güvenmek, içini dökmek istiyor insan. İçine attıkların kendinden büyük oluyor bir zaman sonra. Bu büyük yükle rahat hareket edemez, hayattan tat alamaz oluyoruz.
Güven nasıl kazanılır hiç bir fikrim yok. Şimdiye kadar insanların güvenlerini nasıl kazanmayı başardım bunu da bilmiyorum. Belkide samimi olmaktan geçiyor. İçten pazarlıklı olmamak. Belkide hiç biri. Bilmiyorum...
Heeee... İnsanların güvenini kazanmak çok iyi bir şey mi? Tabiki değil. Ekstradan yük biniyor insanın zihnine. Ya güvenini boşa çıkartırsam diye düşünüyor insan. Bunun içinde ufak bir önlemim var tabi ki.
"Sana güveniyorum. Neden bilmiyorum. Güveniyorum işte" diyenler var.
"Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin derler. Hele ki bana HİÇ güvenmeyeceksin." diyorum istemsizce.
Nitekim güvenin gene güvenin ama sakın gardınızı düşürmeyin. Bu gün ak dediğin yarın kara olabiliyor.
Ne herkese güvenin, nede güven sadece erkek ismi deyip geçiştirin.
Siz bunu bir düşünün.
12.15.2015
Hah ! Yağmurlu havayı sevmiyormuş :)
Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba efendim :)
Yağmurlu havayı sevmiyorlarmış kimileri. Tamam yağmur; soğuk, çamur, su birikintisi, kıyafetlerin ıslanması, ayakkabıların su alması bunlar olumsuz. Katılıyorum size.
Ama sen hiç yağmuru sevmeye çalıştın mı demezler mi adama ?
Tamam sevemiyorsun diyelim, denedin olmadı başaramadın diyelim. Peki ! hiç kimseye yağmuru sevdirme şansını verdin mi ? Vermedin değil mi. Çok büyük kayıp.
Yağmurlu havada arabayı sahile çekeceksin, kaloriferi biraz açıp slow dinlendirici bir müzik eşliğinde...
Ama !
Müziğin sesini fazla açmamanız gerekiyor, ön cama, tavana çarpan yağmur damlalarının sesini duymanız gerekiyor. Bir nevi terapi... Dinlenin yağmurun tadını çıkartın. Sevin yağmuru.
İstanbul da yakın olanlar için Küçükçekmece gölünü tavsiye edebilirim. Gümrük tarafını. Adamlar wifi sistemini bile kurmuşlar belediyeden ücretsiz.
Birde yanınızda sıcak içeceğiniz, bu içecek sıcak çikolata olur, chai tea latte olur, yada ne seviyorsanız işte...
Diyelim ki arabanız yok... Arabası olanda mı yok ? Olan birisine bu durumdan bahsedin. Onlarda gitmek isteyecektir.

Odamı olmadı ? Sorun yok.
Hiç sevdiğinizle el ele tutuşup su birikintisine atladınız mı ? Yapmadınız dimi ? Neden ? Üstünüz batar !!!
Bırakmanız lazım bu düşünceleri. Bırakın batsın üstünüz her yeriniz çamur olsun. Ama yaşayın, samimi olun, içinizden geldiği gibi davranın. Kirlenmek çocuklara özel değil...
Hiç mi yağmurlu bir havada sizi elinde şemsiyeyle bekleyen olmadı ? Bu iş çıkışı olur, bir yere gitmek için kapınızın önünde bekleyen olur.
Yağmurda elinde şemsiyeyle bekleyen adama hızlı adamlarla yaklaşıp sarılmadınızmı hiç ? Kokusunu içinize çekmediniz mi hiç ?
Hiç mi siz ıslanmayın diye gidip şemsiye alıp gelen, şemsiyeyle sizi yağan yağmurdan korumak isteyen olmadı ? Olmadı mı ? Çok şey eksik hayatınızda...
Eee sen ne yaşadın ki, ne gördün ki, yağmuru seveceksin ?
Yapmayın efendim... Sevin yağmuru. İterseniz ayy gene mi yağmur derseniz,
kaçarsanız sevemezsiniz... Sevemeyeceksinizde....
Sevmeyi geçtim bırakın bari sevdirmelerine izin verin. Bırakın biri size yağmuru sevdirsin...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)