3.15.2011

bir güvencin in hayata tutunuşu





geçen cumartesi akşamı pencerenin kenarında beyaz bir güvercin gördüm. önce ürkütmek istemedim. gizlice izledim. ben ona bakıyordum oda bana. camı açtım uçmaya hiç niyeti yoktu. yaralı sandım önce uzaktan inceledim görünürde bir şeyi yoktu. hava karardığı için kaçmıyor olmalıydı. iki gün evde olmayacağım için sabah uçar gider dedim. ama ya fırtına çıkarsa yada açsa diye içim rahat etmedi. bir saat kadar sadece baktım. camdan içeriye bakıyordu ben kafamı çevirince kafasını pencerenin kenarına kaçırıyordu. küçük bir çocuğa ce eeee yapıyormuş gibi hissettim kendimi bir an. 2 gün boyunca evde kimse olmayacaktı. onu da camın kenarında kaderine terk etmek içime sinmedi. ufak bir kaba su başka bir kabada biraz ince bulgur doldurup, bunları balkona koydum. güvercine önce dokundum, sevdim kaçmadı. sonra yakaladım. ellerimle tutmaya çalışınca önce kaçmaya çalıştı sonra kendini bana bıraktı. aldım onu da balkona koydum. biraz su içti. canlandı hemen. sağa sola koşturmaya başladı. yeni bir evi keşfediyormuş gibiydi. yerleri kirletmemesi hemde soğuktan fazla etkilenmemesi için yerlere gazete kağıdı serdim. kenarda kutular & üstü örtülmüş eşyalar vardı. çok üşürse bunların üstüne çıkar yada örtünün altına girebilirdi. sonra balkon kapalı olduğu için camın birini açık bıraktım. sabah olunca evini bulabilirdi sanırım. sonra çıktım. 2 gün sonra geldiğimde balkonda yoktu. çok da güzel bir güvercindi. satsam baya para ederdi sanırım. beyaz renkliydi. paçaları & tepesi vardı. yelesi kahve rengiydi. yelemi deniyor tam bilmiyorum. boynunun arkası işte. satmakla kim uğraşacak. umarım geldiği kümesini bula bilmiştir. bir güvercin için elimden geleni yaparak, onu hayatta tutmak harika bir duygu :) canın sıkılırsa yine bekleriz beyaz güvercin :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aşağıdan "Anonim" seçeneğini seçerek isimsiz olarak yorum yapabilirsiniz :)