3.30.2011

çat kapı..



eve gelen kişinin, kapıyı çalıp, açılınca pat diye içeriye dalması olayını sadece yahşi cazibe dizisinde göre bilirsiniz. Kemal & Cazibe çiftinin evine gelenler hep çat kapı içeriye dalıyorlar. birisi de kapıda dursun yaw. olmaz arkadaş her kez içeriye dalıyor. benim bildiğim selam kapı açılınca, kapının dışındayken verilir. dizide olay öyle değil. kapı çalınıyor. açılıyor. içeriye giriliyor & ondan sonra selam veriliyor. hatta boş bir koltuğa yerleştik ten sonra selam verenlerde yok değil. ev ev değil yol geçen hanı zaten :) lan bi sor.. Müsait misiniz ? girebilir miyiz ? resmen haneye tecavüz yaw. karşı komşuları komiser de aynı şekilde. Kemal in yerinde olsam haneye tecavüzden dava açarım :) absürt şeylerle uğraşmaya gerek yok :)

3.29.2011

yuh artıkk

adam yük kamyonunun arkasını laminant parke ile kaplamış :S salon değil lan orası :) yük binecek, inecek çizilecek. parkeye yazık yaw :S

ha gayret



çatal görmek amacıyla metrobüs köprüsünden aşağıya sarkan belediye işçisi sapık adamın uğraşları görülmeye değerdi. dekolte olduğu zaman, yaya üst geçidinin altından geçen bayanların çatal görünüyormuş. he bide şey var aşşağıdan geçen araçda mini etekli bir bayan varsa köprüden aşşağıya bakmak kaydı ile hanımların altı görünüyormuş. şimdiye kadar bunları denemeye fırsatım olmadı. zaten olsada denemeye niyetim yok. abaza ergenlerin uyguladığı yöntemlermiş. belediye işcisi adam yaş bakımından istisna sayılır ve istisnalarda kaideyi bözmadığına göre sorun yok :)


araca, sürücü koltuğunun yanındaki koltuğa mini etekle binen bayanlara & göğüs dekoltesi abartı olarak köprü altından yürüyen bayanlara duyurulur :)

3.23.2011

app plaka sorunsalı







yurdumuzda app plakanın yasak olması gibi bir durum var. kısaca güzel görünen herşey yasak. app plakanın nasıl bir zararı olabilirki ? sadece güzel görünmüyor aslında. harfler ve rakkamlar kalınlaştığı için okunmasıda kolay oluyor. misal normal plaka 2 mt den okunuyorsa app plaka 4 mt ileriden okuna bilir. yazmakla olacak şey değil. örnek verelim.


bu normal plaka




buda app plaka

ne güzel görünüyor dimi ? ama her güzel şey gibi buda yasak !!


gülme krizi ve kaza



gülme krizine girip trafik kazası yapmak :) çarptığımız araçdaki adam sinirli bir şekilde iniyor biz kahkaha atıyoruz :D adam şok geçirdi :D neyseki fazla bir hasar yok :) ufak tefek çizikler :) herkez yoluna gidebilir ama adama neden güldüğümüzü anlatmak baya bir zor oldu :D o şekilde öldüğünü düşünsene :D cehennemin kapısındasın ama gülmekden yürüyecek dermenın kalmamış :D ölümlerin en güzeli budur heralde :D

3.21.2011

3 TL ile 100'km yol yapmak.


3TL ile 100'km yol yapmak. hemde şahsi aracımızla. günümüzde şaka gibi değilmi ? aslında zamanla olacak. ama farklı açılardanda bakmak lazım bu olaya. elektirikli araçlar daha yeni bir teknoloji sayılır. bu yüzden normal görünüyor. elektrikli araçların fiyatları her ne kadar tuzlu olsada yakında üretim artınca, stoklar çoğalınca bu miktar dahada azalacaktır. ama o zamanda elektriğe zam gelir. zamanında mazot, benzinin yarısı kadardı. benzin 2 tl ise mazot 1 tl idi. arada %50 lik bir oran vardı. şimdi mazot fiyatlarıda benzinin yanına yaklaştı. aralarında sadece kuruş fark var. hatta benzin istasyonunundan değişen rakkamları göz önünde bulundurursak bu orana 50 kuruşun altına bile iniyor. nasıl oldu bu iş ? arz talep meselesi bir yerde. satılan her 100 araçdan 70-80 tanesi dizel tercih edilirse mazot fiyatıda artmaya başlar. elektrikli otmobilllerin sonuda böyle olmaz inşallah demek istiyorum ama pekde parlak bir sonuç olmayacak. sonuçda elektrik her yerde kullanılan bir enerji. elektrikli araçlar yaygınlaşınca, elektrik fiyatlarında artış yaşanması benim gözümde garanti bir olay. karanlıkda televizyon izlemeye talim. ilerleyen zamanlarda göreceğiz zaten. ama elektrikli otomobillerin yüzünden elektriğe gelen zam aracı olan olmayan her kezin canını sıkacak gibi görünüyor.

Facebook, porno alışkanlığını azaltıyormuş..


istatistik denilen bir olay var. sanal ortamdaki istatistiklere bakıldığı zaman facebook, cinsel içerik barındıran sitelerin tahtını sallamaya başlamış. porno içerikli sitelerin hitleri gün geçtikce düşüyormuş. tabi facebook dada cinsel içerik yok değil. cinsel içerik her yerde aslında. hani derler ya arayan belasınıda bulur mevlasınıda. facebook üzerinde cinsel içerik ararsan bulursun. ama o konulara meğil etmezsen hiçde sana bulşamaz. cinsel içerikli sitelerin hitlerinin düşü gerçekden güzel haber ama nasıl yada neden düşüyor ? normalde porno sitelerine takılanlar artık o site üzerinden değilde eylemlerini facebook üzerindenmi gerçekleştiriyor ? yoksa bu sapıkca takıntılar artık azalmayamı başladı ? bu konu tam bir tartışma konusu.


umarımki takıntılar azalmaya başlamıştır.

3.18.2011

Japonya to İstanbul converter



Japonya da yaşananların, İstanbul da yaşanacak olanlardan farkı ne ? Fazlası yok eksiği var. Tusunami oldu onların evleri yüzdü. Bizim evler yüzmez abicim. Direk yatış. Aslında tusunamiye gerekde yok. Adamler deprem konusunda prof. oldular. bizde o şekilde deprem olsa evler yıkılır. borular filan patlar. her yeri b** basar. evi yıkılmayıp hayatda kalma ihtimali olanlarda sanırım camlardan filan atlarlar. ölücez lan :)

3.17.2011

fark var...


iki farklı haber gördüm. biri ülkemizin doğusunda, diğeri batısında yaşanıyor.
batıda yaşanan kız kaçırma olayı. kaçıran çocuğu polis yakalıyor. halk çocuğu linç etmek için polise zor anlar yaşatıyor.


diğeri doğuda yaşanıyor. dükkan sahibiyle iki çocuk tartışıyor. silahlar çalışıyor. polis çocukları yakalıyor. halkda çocukların serbest kalması için polise zor anlar yaşatıyor.


doğu batı bir diyorlar. yok dayı çok büyük bir fark var...

3.15.2011

seyahat ve hava durumu sorunsalı





12 mart da İstanbul dan Bolu ya gittim. İstanbul da bahar havası vardı. Bolu da hava nasıl diye sormayı düşünemedim. zaten 1 gün kalacağım için pekde umursamadım açıkçası. yollar güzeldi :) kenarlarda, kıyıda, köşede, güneş görmeyen yerlerde azıcık kar birikintilerine rastlamak mümkündü. Gebze, Kocaeli derken kar birikintileri gittikce artmaya başladı. Düzce de bembeyaz tepelere rastlamak mümkündü. Bolu tünelinden çıkınca ilk hapşırma işlemini gerçekleştirdim :) heh dedim buluttan nem kaptık :) yerler pek iyi değildi. buzlanma ihtimali çok yüksekti. hız sınırlarını hafifi zorlayarak, hedefimize ulaştık. yerdeki karlar buz olmuştu. söylenene göre çok güzel, hiç durmadan 2-3 gün boyunca kar yağmış. fazla zorlamadan 2 saatde gitmiştik. az hoşbeş, az lak lak dan sonra herkez yatışa geçti. sabah kahvaltımızı yapıp nerelere gidelim diye düşündük. gölcük güzel bir tercihti. ama biz bahar havasına uygun elbiselerle gitmiştik. durum o kadar feciydiki benim ayaklarımda converse ayakkabılar vardı. neyseki ordakiler hazırlıklı oldukları için fazla birer bot, mont, atkı filan bulmak zor olmadı. gölcük e geldiğimizde heryer bembeyazdı. göl buz tutmuştu. biraz çay keyfi, birazda yürüyüşün ardından evin yolunu tuttuk. eve gelince aspirin & gripin den yardım almamak mümkün değildi :) akşam saatlerinde yola çıkarak 2- 2.5 saat sonra İstanbul a vardık. ilaç almaya aynan devam tabi :) hafif burun akıntısı & ara sıra hapşırmak haricinde bir skıntı yok :) güzel bir ziyaretdi :)


ama bir yere gitmeden önce deprem çantası gibi bir çanta hazırlayıp, içerisine gittiğimiz yer soğuk olursa diye bot, mont, bere, eldiven koymak lazım. yoksa gezinin felaket olması kaçınılmaz :)

Gölcük den Bazı Kareler








bir güvencin in hayata tutunuşu





geçen cumartesi akşamı pencerenin kenarında beyaz bir güvercin gördüm. önce ürkütmek istemedim. gizlice izledim. ben ona bakıyordum oda bana. camı açtım uçmaya hiç niyeti yoktu. yaralı sandım önce uzaktan inceledim görünürde bir şeyi yoktu. hava karardığı için kaçmıyor olmalıydı. iki gün evde olmayacağım için sabah uçar gider dedim. ama ya fırtına çıkarsa yada açsa diye içim rahat etmedi. bir saat kadar sadece baktım. camdan içeriye bakıyordu ben kafamı çevirince kafasını pencerenin kenarına kaçırıyordu. küçük bir çocuğa ce eeee yapıyormuş gibi hissettim kendimi bir an. 2 gün boyunca evde kimse olmayacaktı. onu da camın kenarında kaderine terk etmek içime sinmedi. ufak bir kaba su başka bir kabada biraz ince bulgur doldurup, bunları balkona koydum. güvercine önce dokundum, sevdim kaçmadı. sonra yakaladım. ellerimle tutmaya çalışınca önce kaçmaya çalıştı sonra kendini bana bıraktı. aldım onu da balkona koydum. biraz su içti. canlandı hemen. sağa sola koşturmaya başladı. yeni bir evi keşfediyormuş gibiydi. yerleri kirletmemesi hemde soğuktan fazla etkilenmemesi için yerlere gazete kağıdı serdim. kenarda kutular & üstü örtülmüş eşyalar vardı. çok üşürse bunların üstüne çıkar yada örtünün altına girebilirdi. sonra balkon kapalı olduğu için camın birini açık bıraktım. sabah olunca evini bulabilirdi sanırım. sonra çıktım. 2 gün sonra geldiğimde balkonda yoktu. çok da güzel bir güvercindi. satsam baya para ederdi sanırım. beyaz renkliydi. paçaları & tepesi vardı. yelesi kahve rengiydi. yelemi deniyor tam bilmiyorum. boynunun arkası işte. satmakla kim uğraşacak. umarım geldiği kümesini bula bilmiştir. bir güvercin için elimden geleni yaparak, onu hayatta tutmak harika bir duygu :) canın sıkılırsa yine bekleriz beyaz güvercin :)

3.12.2011

hp 351 kartuş içi

hp 351 kartuş etiketi




bendeki HP C4280 model yazıcının kartuşu kafayı yedi. elimdeki kartuşun içindeki mürekkepler birbirine girmiş. sarı, turuncu basıyor, kırmızı mor basıyor, mavi siyah basıyor :S nasıl yapsam nasıl etsem dedim. çözüm içinin açılıp temizlenmesinden geçiyordu. aldım elime tornavidayı, ıspatulayı başladım açmaya. kenardan zorlayınca açıldı. içindeki süngerlerin hali perişan dı. renkler birbirine girmiş. rezalett.. çıkarttım süngerleri yıkadım. kartuşu da yıkadım. süngerleri çamaşır suyu dolu bir kabın içinde beklettim. kartuşunda içine çamaşır suyu doldurup beklettim. süngerleri sıktım ne renk kalmış ne bir şey. iyicene durulayıp kuruladım. kurutma makinesinin işime katkısını anlatamam :)
 
351 kartuşun içi & kapağı
süngerlerin yıkanıp takılmış hali


ayrıca resimdede görüşdüğü gibi mürekkep odacıklarının yanlarında boşluk var onun nedeni kartuşun ufak olmasından kaynaklanıyor.  XL olan kartuşlarda o odacıklar diğer odalar ile birleşik. buna bağlı olarak mürekkep kapasitesi artıyor 

yıkama, kurutma işlemi bitince süngerleri yerlerine koydum ve daha önceden almış olduğum kartuş dolum mürekkeplerinden bastım içine mürekkebi, ne çok koydum ne az koydum. her renkten 2-3 ml arası bir şey doldurdum sanırım. sonra üst kapağını japon yapıştırıcısı yardımıyla yapıştırdım. inş. sorun çıkarmaz diyerek taktım. ilk 3 renkli çıktımda durum hiç iyi değildi. sarı bazen yeşil veriyordu. kırmızı bazen mor basıyordu. sonra 1 saat kadar bekledim ve tekrar çıktı alayım dedim sonuç mükemmeldi. orjinal gibi çıktı veriyordu. hatta sırf kendimi tatmin etmek için askerlik den kalma fotoğrafımı çıkarttım. sonuç mükemmel. hiç bir problem yok :) bir kartuş arızası daha giderilmiş oldu. nasıl mutluyum anlatamam :)


ayrıca doldurmak istiyen arkadaşlarada renklerin yerlerini söyliyelim. üstdeki yatay odacığa sarı. yatay odacık yukarıda kalacak şekilde tuttuğumuz zamanda soldaki odacık kırmızı. sağdaki odacık mavi mürekkep ile dolduruluyor. bu HP 351 için geçerlidir. ama siz yinede dolum yapmadan önce kürdan yada kıvrılmış bir peçete ile kapağın deliğinden renkleri tespit ederek işi garantileyin ;)

sucuk kavurma dürüm :)


hehe sıkıntı nelere kadir yaw :) tembel işi bir yiyecek daha işte :) sucuk kavurma dürüm :) ben uydurdum :) neler lazım bakalım. sucuk, rende, tava :) isteğe bağlı olarak lavaş ekmeği, turşu, ketçap, mayonez :) 

scuktan biraz kesiyoruz. sonra rendeliyoruz. sonra rendelenmiş sucuğu tavada kavuruyoruz. lavaş ekmeğimiz varsa ısıyoruz. kavrulmuş sucuğumuzu lavaş ekmeğine koyuyoruz. sonra ketçap, mayonez, turşu ekliyoruz. yanında çay yada kola :)

sonra oturup 2 dk da yiyoruz sonrada keşke bir tane daha olsada yesek diyoruz :) bulaşık yıkamak sıkıntı oluyor :S onlarıda bulaşık makinesine doldurarak çözüme ulaşıyoruz :) afiyet olsun :D

noktaymış.. pehhh..





yıllardır yediler bizi. neymiş efendim nokta: bir kalem ucunun, düz bir kağıtta bıraktığı iz mişş.. lem her kalem aynımı. al sana nokta . başka nokta . ve başka nokta . bunlar aynımı şimdi ? birbirimizi kandırmayalım hocam, sizde biliyorsunuz ki aynı değil ama bilime bok sürmemek için ses çıkarmıyorsunuz :) bu konu tartışılmaya başlanırsa ucu bucağı gelmez. yani nokta tanımsız mıdır ? bence tanımsızdır. ee neden hayla soruyorlar noktanın tanımı nedir? diye yada neden kitaplarda hayla yer alıyor noktanın tanımı ..... dır diye ? bilim adama kafayı yedirtir yaw. en iyi Cem YILMAZ ' ın dediği gibi. ilkokul 1. sınıfı okuyup bırakacaksın. hem kalite olduğu adından belli 1. sınıf :) okuma yazma öğrendik mi yeter. gerisi kayış attırıyor :)

3.11.2011

The Mechanic filminde, çekirdeksiz hedef vurma..





az önce the mechanic filmini izledim. red kadar hoşuma gitmedi. klasik Jason Statham filmiydi. yani tetikçimiz gene iş başında. türlü planlarla hedef mortingen :) ama hiç dikkat etmeden yakaladığım bir kare var. filmde Jason Statham, Ben Foster a eğitim amaçlı atış yaptırıyor. hedef sanırım araba koltuğuydu (hedef konusunda emin değilim). atış yapılıyorrrrr ve hedef parça pinçik :) sonra kamera atış yapılan tüfeğe dönüyor ve tüfekten çıkan manevra fişeğinin boş kovanı. manevra fişeğinin içinde çekirdek yoktur. yani silah ateş aldığında sadece barut un patlama sesi gelir fakat silahın namlusundan çekirdek çıkmaz. aynı çocukken oynadığımız mantar tabancaları gibi. onlarda sadece ses çıkartıyordu hatırlarsanız. yani hedefe giden bir şey yok. ama gördüğümüz kadarıyla hedef vuruldu. eeee hedefi kim vurdu ? :) bu tam bir muamma :)


film çekiyorsun. filmde envayı çeşit mühimmat var. normal bir fişeğin boş kovanını bulamadınız mı yaw :) nasıl dikkatlerden kaçmış anlamadım. yada buna kimse dikkat etmez mantığıyla gidilmiştir. bilemiyorum.






3.09.2011

koku alma organım telef oldu...





bünyemde büyük hasar var. o esnada koku alma duyumu kaybettim sanmıştım . metrobüs denilen illete bindim. ee o kadar uyarı yapıyorlar, yağışlar nedeniyle toplu taşıma araçlarını kullanın diye. yoksa benzine yapılan faiş zamların konuyla alakası yok :) neyse drama dönelim. evet gerçekden dramdı. resmen gözlerim yaşardı, soğan kokusundan. adam soğan yememiş abii, soğan onu yemiş sonra geri çıkartmış. lanet bir koku vardı. duraklarda kapı açılınca içeri giren oksijen, bir nebze yaşama bağladı bizi. hafif baygın şekilde adamın otobüsden indiğini gördüm. o esnada etrafımda çiçekler açtı, kelebekler filan uçuşuyordu, o derece yani. ohh be bu günde zehirlenmedik derken, dilimi ıssırmadığımı yada bir tahtaya vurmadığı farkettim kii, OLAMAZZZ...
ama iş işten geçmişti. yanımda başka biri vardı. bu adam soğan kokmuyordu. cebindeki paranın 50 kuruşuyla su almış içmiş abimiz. son kalan parasıylada metrobüse binmiş. yani tuvalete verecek parası kalmamış. ihtiyacınıda paçalardan sızma şeklinde koyu vermiş. böyle koku olamaz. gelen gideni aratırmış tamamda. böylesi olmaz be abii.... kendimi ilk durakda otobüsden attım, arkadan gelen otobüse bindim. solunum yollarım şu anda iyi. her bir şeyin kokusunu alabiliyorum. beni merak etmeyin :))

toplu taşıma yıkımı...







havalar bozdu. başladılar yine "Toplu Taşıma Araçlarını Kullanın, Şahsi Aracınızı Kullanmayın" demeye. toplu taşıma sistemimize çok güveniyoruz ya. normal bir mesai gününde toplu taşıma araçları gerekli ihtiyacı karşılamazken, bu uyarıdan sonra ne olacak ? yada ne bekliyorlar. aslında benim kafamda bir kurgu var. manşetde hazır. "Toplu İşkence". olayda şöyle olacak. bir sinema filmi gibi. toplu taşıma sisteminin felç olacağı kesin. madem felç olacak bari izleyici bol olsun. gişe rekorları kıralım gibi bir durum söz konusu. o yüzden bende sesleniyorum..

Toplu Taşıma Araçlarını Tercih Ediniz kiii....
Sistemin Çöküşüne Hep Birlikde Tanıklık Edelim :)


Metrobüs denilen bir sisteme sahibiz :) balık konservesinin içine insan koyulmuş gibi düşünün. evet evet İNSAN KONSERVESİ. durumu daha iyi anlatacak bir terim gelmiyor aklıma :) bu sistemde otobüse binen kişi sayısı 100 ise 110 kişi inilmesi gayet normal :) bu inen kişi sayısına, arada kaybolanlarda dahil :) tablo çok vahim :S zaten insanları toplu taşıma sistemine yönlendiren yapılan bu uyarılarmıdır ? yoksa benzine yapılan zamlarmıdır buda tartışma konusu :)

Toplu Taşıma Dramı...  Tüm Duraklarda... 

Bu Yapıma Tanık Olmak Şart Değil..! MECBURİ :)

3.08.2011

Eurovision şarkımız LIVE IT UP ın anketi

benim gözümde magazin sitelerinin başını çeken uçankuş.com sitesi 2011 eurovision şarkımız için anket düzenlemiş. işin içinde bot filan yoksa katılım baya ciddi bir rakkama ulaşmış. şu anda ankkete katılan kişi sayısı toplam 11,328. az buz bir rakkam değil. şu anki sonuçlarda
BEĞENDİK28,46% 3224
BEĞENMEDİK71,53% 8104


şeklinde.


sizde oy kullanmak isteye bilir yada güncel durumu öğrenmek isterseniz www.ucankus.com sitesini siyaret edebilirsiniz. anket ana sayfanın hemen solunda yer alıyor. yada direk ankete ulaşmak için aşağıdaki bğlantıyı tıkırdatınız..


ANKET İÇİN TIKIRDAT....


UÇANKUŞ.COM ANA SAYFASI İÇİN TIKIRDAT..

Resident Evil 4 dublaj saçmalığı



az önce resıdent evil 4 ü izledim. izlediğim türkçe dublajdı. tam dublaj değildi aslında. filmin yarısı orjinal dilindeydi. Allah tan az da olsa ingilizcemiz varda olayı kurtardık. hayatımda böyle dublaj görmedim arkadaş :) hele bi yer vardı tam kilit nokta :) anlamasam kafayı yerdim heralde :) serinin bu bölümüde eskilerini aratmıyordu. çıkalı o kadar zaman nasıl şimdiye kadar izlememişimi gözümden kaçmış anlamadım valla :S askerdeyken çıkan filmleri yakalamak zor tabi. ama filmin sonundan anladığım kadarıyla seri hayla bitmedi. bitmesinde zaten. izlerken zevk aldığım nadide serilerden. residen evil 5 i dört gözle bekliyorum. keşke çekimler bu kadar uzun sürmese. ama araştırmalarıma göre resident evil 5 serinin son filmi. nasıl biteceğinide çok merak ediyorum. çıksın biran önce :)

3.07.2011

Hp nin garanti dışı sermayesi



elimde hp marka yazıcı var. hp gerçekden kaliteli mallar üretiyor bu doğru. ama  sadece malzemenin kaliteli olması yetiyormu ? yetmiyor. bunu bir kez daha anladım. 

uzun süre önce aldığım, pek kullanmadığım kii bu zaman sarfında askerlik görevimi yerine getirdim yani yazıcı alındığından beri doğru düzgün çalışmadı. durduk yere bozulacak halide yok zaten. neyse gel zaman git zaman yazcının içerisinde ufak bir parçası kırıldı. parçasını araştırdım bulamadım bulabilsem kendim değiştirecem. parçayı bulamayınca servisine göndereyim dedim. hp nin orjinal sitesinden hp desteği veren firmaların telefonlarını bulup aradım. 2 tane firma bulabildim yazıcımın parçasını bulunan. garanti süresi bitti & içindeki parça kırıldı dedğimde firmanın biri tarafından "Cihazı getirin. 30 tl ücret öderseniz cihazınızı inceleyip ne kadar masrafı olduğunu bildiririz" dediler. 30 tl ücreti cihazıma ücret verilmesi için ödeyeceğim. neyse dedim başka firmayı aradım onlarda 70 tl ücret ödeyin inceleyelim dediler. len cihazın garanti süresi bitti müşteri desteğide bitti.


bende çalıştım teknik servis olarak. müşteri arıyorcu cihaz suya düştü, damdan düştü, ekranı parçalandı, cihazı 10 sene önce aldım diyordu. bizde gönderin inceleyelim ama cihazın x kadar masrafı çıkabilir diyerek kaba taslak ücret bile bildiriyorduk. cihazı incelemek ücretiszdi bizde. hp tam tersi. bumu hizmet anlayışı ? zaten bana herhangi bir cihaz için tevsiyede bulunmamı isteyenlere hiç öncelikli olarak hp demedim. ama 2.-3. sırada hp diyebiliyordum. yaşadığım bu teknik servis sorunundan sonra nasıl eşime, dostuma hp yi önerebilirim?


hp gibi bir firmaye bunu hiç yakıştıramadım açıcası. garanti bitene kadarmış her hizmet..

açık öğretim sorunsalı







her yerde yazıyorlar, söylüyorlar. okuyalım okuyalım okuyalım. her şey için okumak şart. iyi güzel söylüyorsunuzada açık öğretim den okuyayım diyenlere detaylı bilgi verecek adam yok piyasada. normal bilgileri alabileceğimiz yerler çok. ama söz konusu detay olunca işler arap saçağına dönüyor. detaylı bilgisi olan personel sayısıın artması gerekiyor bence... örnek açık öğretim lisesi, açık öğretim fakültesi. insanlar internetde bulduk yerde bir şeyler sormuşlar ama ne yatın var nede başka bir şey..

Cem YILMAZ 2011 stand-up show yapmış :)

Cem YILMAZ abimiz yeni stand-up show yapmış :) sağda solda yazmışlar gösterideki espiriler 1-.......  2-... diye sıralamışlar. okuyunca güldürmüyor arkadaş. okudukdan sonrada izleyince bir anlamı kalmıyor. bu izlemekde olduğun bir filmin sonunu, yanındaki arkadaşının söylemesi gibi birşey. sonunu bilince bi cacık olmuyor yaw :S yapmayın şunu. hoş zaten cemyılmaz ın gösterisi bu şekilde dağılacak bir şhow da değil zaten.
yakındada düşer zaten internete Cem YILMAZ 2011 dvd-rip :D CMYLMZ 2011 mp4 :p full indir :D he bide şey var tabi cem yılmaz son stand-up show u indir - izle. lem sonda hangi tarihe göre son ? bunu anlamak için ilgili yazıyı okumak şart oluyor. birde bakıyoruz 2000 gösterisinden bahsediyor. o başlığı yazan Allah seni davul ede, benide tokma. Kafana vurim vurim durim....


neyse bel fıtığı ameliyatınıda çabucak atlattı. geçmiş olsun dileklerimi burdan iletiyoruz :) he o bu yazıyı görmez ama neyse :) nede olsa paralı sitelere takılıodur :p para gani :D Allah daha çok versin. Amin !! hepimize yani :) El-Fatiha :)

meteoroloji ne oldu ? hani kar, kış, kıyamet ? sendemi reyting peşindesin yoksa :)

dün akşam haberlerde bas bas bağırdılar. şiddetli yağış geliyor. kar İstanbula gelecek. o kadar kesin gözüyle bakıldıki afet masası bile kurulmuş. eee nolduuu ??? hani kar, kış, kıyamet ?? kendi araçlarınızı kullanmayın, toplu taşıma araçlarını kullanın dediler. bayanların bir kısmı bu uyarıyı dikkate alıp, taciz edilme tehlikesi içinde toplu taşıma araçlarını kullandılar. mesai bitti yine ortalıkda bir şeyler yok. ee araba evin önünde kaldı :) gene toplu taşıma :) gene taciz :) meteoroloji sendemi reyting peşindesin yoksa lem :) aslında benim sana lafım yok. kesin konuştuğunu sanıp, o şekilde davrananlarda hata. arkadaşım ne diyorlar. "Meteoroloji Tahminleri" adı üstünde tahmin. doğruluk payı yanılma payından daha yüksek olsada yanılma payı var.. :) şimdi dışarıda güneş açtı. ne yanı karmı topluyor ? :) kava kararana kadar kar filan yağmaz arkadaş :) 

hem insanlar yakıt parasını göze alıp biniyorlar şahsi araçlarına, kar yağışı, yolların kapanması onlara fıs gelir tırs gider :)


saygılar şahsi araç sahibi :D

digiturk belası







yıllar önce indirimli dediler allem kulem ettiler digitürk bağladılar evimize. ilk zamanlar güzeldi. sonra kanallar yavaş yavaş kapanmaya başladı. en sonunda elimizde kala kala normal analog yayında izleye bildiğim kanallar kaldı sadece. dedik sinama salonundan film izleyelim. o zamanlar ayda bir defa sinema salonlarından ücretsiz film izleme hakkımız vardı. ama fatura gelince ücretsiz olmadığını anladık :)


artık gına geldi kapattıralım dedik. kapanması için talimatta bulunmamıza rağmen 2 ay daha fatura ödedik. kapansın diyoruz tamam diyorlar ne ilgilenen var ne bir şey. sonra aldım digiturk cihazını koltuğumun altına gittim firmaya kavga dövüş cihazı bırakıp aboneliğimi kapattırdım. artık digitürk e bulaşmam. bulaşmadıkcada bana bir zararı dokunmaz diye düşünürken yıllar sonra blogger ın kapanış nedeni olarak piyasaya çıktı. he bu işte google ın suçu yokmu ? digiturk yetkililerinin söylediğine göre defalarca mail atılmış. iletişime geçmeye çalışılmış ama google dan dönüş yapılmamış. sonra ilgili davanın dökümanlarına ulaşıyoruz & davada kapantılması istenen sadece illegal yayın yapan 1-2 blog sitesi değil blogger ın komple kapatılması isteniyor. bu istek onaylanıyor. sonuç burdayız. ceza illegal yayın yapan kişileremi kesildi ? hayır. 2 insan hırsız diye bütün insanları hapse attılar. bu yasanın gözden geçirilmesi gerekiyor.


digiturk günahım kadar sevmiyorum seni. bilgi amaçlı danışan kişilere hiç olumlu konuşmadım, konuşmayacağımda.....

3.02.2011

Bloguma Dokunmaaa ...!!!









bir yazma hakkımız vardı.. onuda aldınız..


günümüzde ne kadar az kitap okuyan yada ne kadar az yazan olduğunu görmüyorsunuz ? insanlar okumamakdan, yazmamakdan kelime kuramaz oldular. internetin amacı ne anlamış değilim. sınav sonucuna bak, kayıt yap, v.s. diyorsunuz öyle bokdan bir sisteminiz varki bir Allah ın kulu sonuca ulaşamadan sistem çöküyor.


zaten asırlık kablolarla veri iletişimi sağlayıp 1001 güçlükle intenete giriyoruz bu sıkıntı içinde blogumuza 2 kelime yazıyoruz. onuda engelliyorsunuz. size söylenecek kelime bulamıyorum. millet gidiyor mersine siz  kafanız kuma gömük şekilde tersine gidiyorsunuz. HELALLLL ALKIŞŞŞ SİZEEE.. engelleyiz artıkk BRAVOO...